Bilen Bilir

Tuhaf gelebilir size it gibi hırçınlığım
Suya sudan köprüleri kurdum bir zaman
Burmalı musluklara dayadım kavrulmuş susuzluğumu
Ama beni en iyi gözleri yeşile çalanlar bilir..

Kah o yan kah bu yan,gören tutarsız sanır beni
Küllerimden doğmasamda küllerime gül ekmişliğim var
Ayaksız kalmışlıkta canana koşar adım gidişlerim
Beni en iyi aşkı parçalanmışlar bilir.

Direk söylesem ne yazar,dolaylı anlatsam ne değişir
Varılacak noktaya varırım uzun uzadıya
Kesip atmak en kolayı,kesip atmayıda bilirim
Beni en çok kesip attıklarım bilir

Aşk elbette güzeldir,yaşadık güzelliği evelallah
Beter olan saplanıp kalmakmış,onuda öğrendik bir zaman
Saplanıp kaldığın her zaman giden olmuştur
Beni en çok benden gidenler bilir

Karanlık kuyulara ışıksızda indik bir zaman
Bir kıvılcım çıkartmak için etimizi etimize sürttük
Acıyan yanlarımızı göstermedik,sakladık
Beni en iyi acıyı bal eylemiş hasan Hüseyin bilir

Mahalle kahvesinde yudumlanan çaydır hayatın bir gerçeği
Ve konu komşu kızına yazılmış sevda mektupları
Aşkı belki kendimiz öğrendik ama,hasreti bize nazım usta öğretti
Beni en çok hasret çekenler bilir

Her giden ardında bir kalanmı bırakır
Yoksa asıl giden geride kalanmıdır bu çelişki bilinmez ama
İdam sehpalarında inancını haykırmaksa mesele
Bunu en iyi Erdallar Denizler bilir.


Şenol Özcan

Hiç yorum yok:

Copyright © Senol Ozcan