Yoruldum gitmelerin şiddetli newrozlarından,
Statik aşklara kalmalı suskunluğum
Durağan ırmakların serin sularına,
kelebek dokunuşu.
Nur yüzlü dilberler geziniyor,kaybettiğim şehirlerde
Akibetini arıyor doğmamış çocuklarım
Sabrıma bir kırbaç,bir kırbaç daha
Hayvansal iştahlılara veriyorum bekaretini insanlığımın
Üç şişe şarap koydum masama
Masamda sana ağlayan gözlerimi mimleyip
Her şeyi boş vermiş tanrılara isyan olsun diye
Çıkarıp yüreğimin et parçalarını
Meze ediyorum sana adanmış kanlı sofraya
Üzgün Bir çiçek kokusu taşıyor solundan bana gelen rüzgar
Tel tel saçından tanır seni ellerim
Gözlerim olmasa ne yazar.
meşin top peşinde çocukların boncuk terleriyle sıklaşıyor hüznün kudurmuş azgınlıgı
yağmur kaçıran mazgallara veriyorum en mavi ıslığımı
bir saka kuşu anlatabilir hikayemi
sen gel diyorsun delicesine
ama ben kalıyorum,bu kayıp şehirde...
Şenol Özcan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder